bugün

sevdiği entry'ler

allah her şeyi biliyorsa biz niye varız

"Irmaklarından şaraplar akacak" diyorsun
Cennet-i âlâ meyhane midir?
"Her mümin’e iki huri" diyorsun
Cennet-i âlâ kerhane midir?

Tanrı bize cennette vaat ettiği şarabı
Niçin haram etsin bu dünyada, akla sığar mı?
Bir sarhoş arap, devesini vurmuş Hamza'nın
Peygamber de yasak etmiş Arap'a şarabı

Beni özene bezene yaratan kim? sen
Ne yapacağımı da yazmışsın önceden
Demek günah işleten de sensin bana
O zaman nedir o cennet cehennem?

Kim senin "yasa"nı çiğnemedi ki söyle?
Günahsız bir ömrün ne tadı kalır söyle.
Yaptığım kötülüğü kötülükle ödetirsen eğer
Seninle benim aramda ne fark kalır ki söyle

Tanrı bizi çamurdan yarattığında
Biliyordu bu dünyada ne işimiz olacak
işlediğim günahlar hep onun emriyledir
O halde cehennemde beni niçin yakacak?

isyan edip karşında duracağım, neredesin?
Karanlığı, ışığa yoracağım, neredesin?
ibadete karşılık cenneti alacaksam
"Bağış mı ticaret mi" diye soracağım, neredesin?

Kör cehalet çirkefleştirir insanları.
Suskunluğum asaletimdendir.
Her lafa verecek bir cevabım var elbet
Lakin bir lâfa bakarım laf mı diye,
Bir de söyleyene bakarım adam mı diye

Dünya, üç beş bilgisizin elinde
Sanırlar ki tüm bilgiler kendilerinde
Üzülme, eşek eşeği beğenir
Bir hayır var sana kötü demelerinde

Sen bu dünyanın sırrına eremezsin
Erenlerin dilini de sökemezsin
Öyleyse iç şarabı, cennet et dünyayı
Öteki cennete ya girer, ya giremezsin

Niceleri geldi, neler istediler
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler
Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler

için temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun kaç para
Hırka, tespih, post, seccade güzel
Ama Tanrı kanar mı bunlara

Sen sofusun hep dinden dem vurursun
Bana da sapık dinsiz der durursun
Peki, ben ne görünüyorsam o’yum
Ya sen ne görünüyorsan o musun

Sen içmiyorsan içenleri kınama bari
Bırak aldatmacayı iki yüzlülükleri
Şarap içmem diye övünüyorsun ama
Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki..

Ey kara cübbeli senin gündüzün gece
Taş atma dünyayı bilmek isteyenlere
Onlar yaratanın sanatı peşindeler
Seninse aklın abdest bozan şeylerde..

Ben kadehten çekmem artık elimi;
Tutmam senin kitabını minberini.
Sen kuru bir softasın, ben yaş bir sapık
Cehennemde sen mi daha iyi yanarsın, ben mi?

Seni kuru softaların softası seni
Seni cehenneme kömür olası seni
Sen mi haktan rahmet dileyeceksin bana?
Hakka akıl öğretmek senin haddine mi?

Yaşamın sırlarını bileydin
Ölümün de sırlarını çözerdin
Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok
Yarın akılsız neyi bileceksin? Ey kör!

Bu yer, bu gök, bu yıldızlar, boştur boş!
Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş!
Şu durmadan kurulup dağılan evrende
Bir nefestir alacağın, o da boştur boş

Ömer Hayyam

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/%C3%96mer_Hayyam

evet. bu adam 1000'li yıllarda yaşadı. biz 2000'lerde yaşıyoruz. aramızda 1000 yıl var. dile kolay. 1000 yıl. ve inanır mısınız? hep aynı sorular, hep aynı sorunlar.
fikri yapımız hiç değişmemiş midir nedir? bazen böyle örnekleri görünce evrimin aslında avuntu olduğunu, cevaplayamadıkları soruları, böyle anlamlandırmaya çalıştıklarını düşünüyorum. tabii bu adam o dönemin alimi. önemli biri.
bizler de normal, sıradan insanlarız ve bakın birçok düşüncemiz aynı değil mi? rubaiyi okursanız sizde bu soruları sorduğunuzu anlayacaksınız zaten.

günün sözü

kim demiş sarhoşluk kötü diye ben herşeyimi ayıkken kaybettim

günün sözü

Kötü kader diye bir şey yoktur; 21.yy vardır ve bu yüzyıl yavrucuğum, bir kelebeği bile intihar ettirebilir.

Jose saramago

günün sözü

"Birilerini sevmek için bir şeyler arayanlar, bulduklarını sevenlerdir;
ben sende seni buldum, başka bir şey aramama gerek kalmadı." *

bir karı beni açık oyladı ne yapmalıyım

Tahrik suçundan cezalandır.

görsel

sözlük kızlarının fotoğrafları

yok mu şöyle "ananın amına sağlık" diyebileceğimiz bi foto. tüh be üzdüler aq.

kuran da olmayan 200 hurafe

http://www.kurandakidin.com adlı internet sitesinin derlediği hurafe listesidir.

BUNLAR KURAN’DA = DiN’DE YOK

1-    Kuran’ın tek başına yetersiz olduğu iddiası

2-    Hadislerin dinin kaynağı olması

3-    Mezhep alimlerinin fetvalarıyla helal ve haram belirlenmesi

4-    Mezhep çıkarımlarına göre Kuran’dan ayet iptal etmek

5-    Mezhepleri dine eşitlemek, mezhep bağımlılığını farzlaştırmak

6-    Kuran’ı musiki kitabı gibi anlamadan okumak

7-    Kuran’ı ölüler için okunan bir kitaba çevirmek

8-    Peygamber’in hadislerle Kuran dışı hükümler, farzlar, haramlar oluşturduğu iddiası

9-    Tüm canlıların Peygamberimiz sayesinde yaratılmış olması

10-   Peygamberler’i yarıştırma, Peygamberimiz’i en üstün Peygamber ilan etmek

11-   Peygamberimiz’in, Peygamberlik öncesi hayatını bile taklide kalkmak

12-  “Kuran eksiktir, detaylar başka kitaplardadır” demek

13-  Bazı kimseleri evliya kabul edip Cennetlik ilan etmek ve mezarlarında dinin özüne aykırı saygı gösterileri yapmak

14-  Tarikat şeyhlerini aşırı yüceltmek

15-  Tarikatlardaki rabıta gibi uygulamalar

16-  Bir tek Sunnilerin veya bir tek Şiilerin Cennetlik olduğunu iddia etmek

17-   Şiilikteki gibi 12 imamın veya bazı tarikatlardaki gibi şeyhlerin hatasız olduğunu söylemek

18-  Dine Arap geleneklerini sokmak

19-  Şahsi görüşlerine uydurmak için dini, reformla değiştirmeye kalkışmak

20-  “Peygamber’in sünneti” başlığıyla, hayatın her alanıyla ilgili uygulamaları dinsel uygulamalara çevirmek

21-  Çoğunluğun her zaman doğru olduğunu savunmak

22-  Mezheplerin tarihsel sürecini mezheplerin doğruluğuna delil saymak

23-  Hanefilik diye bir mezhep

24-  Şafilik diye bir mezhep

25-  Hanbelilik diye bir mezhep

26-  Malikilik diye bir mezhep

27-  Caferilik diye bir mezhep

28-  Maturudiye, Eşariye veya itikadi herhangi bir mezhebin taklitçiliği, eleştirilmezliği

29-  Kuran’ın ezeli olduğu iddiası

30-  Mezhep değiştirenlere sopa veya herhangi bir ceza öngörmek

31-  Aklı inkar etmek, taklitçiliği üstün tutmak

32-  Bilim düşmanlığı

33-  Sanat düşmanlığı

34-  Buhari diye bir hadis kitabına Kuran gibi uymak

35-  Müslim diye bir hadis kitabına Kuran gibi uymak

36-  Kütübü Sitte veya başka hadis kitaplarına Kuran gibi uymak

37-  Şiilikteki gibi taklit mercilerinin varlığını savunmak

38-  Sahabelerin (Peygamberimiz’i gören herhangi bir Müslüman) hangisine uyarsak uyalım doğruya erişeceğimiz iddiası

39-  Saçları örtme zorunluluğu (bu konu tartışmalı. anlayan anladığını uygulamakta özgürdür. madde alıntıladığım listede yer aldığı için dokunmuyorum.)

40-  Peçe takmak

41-  Haremlik-selamlık uygulaması

42-  Kadının tek başına seyahat edememesi

43-  Kadının, erkeğin tüm vücudu irinle dahi kaplı olsa, o vücudu yalayarak temizlese, yine de erkeğin hakkını ödeyemeyeceği düşüncesi

44-  Allah’tan başkasına secde edilseydi, kadının kocasına secde etmesinin gerekeceği iddiası

45-  Kadının yönetici, devlet başkanı olamayacağı

46-  Kadının yöneticileri seçme hakkının olmadığı

47-   Kadının sesinin erkek tarafından duyulmaması gerektiği

48-  Kadının Cuma namazını kılmaması

49-  Kadının aybaşılıyken namaz kılmaması, oruç tutmaması

50-  Kadınların aybaşılıyken Kuran okumaması, camiye girmemesi

51-  Kadınla erkeğin el sıkışma yasağı

52-  Kadının kalktığı yere soğumadan oturulamayacağı

53-  Kadının kapalı bir yerde, erkekle baş başa kalmasının haram olması

54-  Kadının, köpek ve domuzla beraber namazı bozan unsurlardan olması

55-  Kadınların çoğunun Cehennemlik olması

56-  Kadınların şerli olması

57-  Kadınların eksik akıllı olması

58-  Kadınlara evde hapisvari hayat yaşatmak

59-  Kadınların kocası dışında erkeklerin duyacağı koku sıkmasının haram olduğu

60-  Kadınların kaş aldırmasının haram olduğu

61-  Kadının kocasına her işte itaatinin farzlaştırılması

62-  Kadının kocasının  cinsel çağrısına her seferinde cevap vermesinin mecburi olması

63-  Şahitlikte, “bir erkek eşittir iki kadın” ilkesinin uygulanması (bakara 282. ayet hariç. bu madde hakkında aşağıdaki linkte yer alan 'kadınların şahitliği' başlığını okuyunuz: http://www.kurandakidin.c...-uydurulan-dinde-kadin-2/ )

64-  Kadının ailesinden izin almadan evlenmesinin yasaklanması

65-  Zina edenin taşlanarak öldürülmesi

66-  Zina ayetinin bir keçinin yemesiyle yok olduğu iddiası

67-  Maymunların bile zina edenleri öldürdüğüne dair izahlar

68-  Erkeklerin altın takmasının haram olması

69-  Erkeklerin ipekli giysiler giymesinin haram olması

70-  Yemekte altın, gümüş takımların kullanılmasının yasak oluşu

71-   Heykel yasağı

72-  Resim yasağı

73-  Satrancın yasak oluşu

74-  Müzik enstrümanları ve müzik dinleme ile ilgili yasaklar

75-  Midye, karides gibi deniz ürünlerinin haramlaştırılması

76-  At, eşek, vahşi hayvan etlerinin haramlaştırılması

77-  Böbrek gibi bazı organların mekruh sınıfına sokulup, yenmesinin çirkin gösterilmesi

78-  Sigaranın haramlaştırılması

79-  Mekruh diye haramlardan ayrı Kuran’da olmayan yasaklar listesi ve belli oranda mekruhların harama eşit olacağı izahı

80-  Cinsel ilişkinin örtü altında olmasının gerekliliği

81-  Eşlerin cinsel ilişki esnasında bile birbirlerinin cinsel organlarına bakamayacağı

82-  Mastürbasyonun yasaklanması

83-  Doğum kontrolünün yasaklanması

84-  Yıkanırken bile kişinin cinsel organının açıkta olmaması gerektiği, meleklerden utanması gerektiği, peştemalle yıkanmak gerektiği

85-  Erkeklerin sünnet olması

86-  Kadınların sünnet olması

87-  Sakal bırakmanın sevaplığı

88-  Sakal kesmenin haram olması

89-  Saçları ortadan ayırmada sünnet sevabı arama

90-  Saçları yağlamanın sevaplığı

91-  Saçlara, sakala kına yakmanın sevaplığı

92-  Erkeklerin sürme çekmesinin sevaplığı

93-  Yüzükoyun yatmanın yasaklanması

94-  Yer yatağında yatmak

95-  Sağ ayakla evden çıkmak, eve girmek, yatağa girmek

96-  Sol ayakla tuvalet gibi pis yerlere girmek

97-  Tuvalet yaparken konuşma yasağı

98-  Oturarak küçük tuvalet yapmak

99-  Tuvaletin kıbleye karşı yapılmasının haram olması

100- Sol elle yenenleri şeytanın yemesi

101- Sarık sarmak

102- Misvak kullanmak

103- Cübbe giymek

104- Entari giymek

105- Şalvar giymek

106- Beyaz, yeşil, siyah renkli giysilerde sevap aramak

107- Sarı, kırmızı renkler giymemek

108- Hurma, kabak gibi yiyeceklerde sünnet sevabı aramak

109- Yemeği yer sofrasında yemek

110- Yemeği aynı kaptan yemek

111- Elle, üç parmakla yemek

112- Suyu üç yudumda içmek

113- Suyu oturarak içmek

114- Yemeğin bitiminde parmakları yalayarak veya yalatarak temizlemede sünnet sevabı aramak

115- Alkollü koku sürmemek

116- Kolonya kullanmamak

117- Kara köpekleri öldürmek

118- Köpekleri eve sokmayı yasaklamak

119- Geceleri aynaları kapamak

120- Kuran’la veya Kuran’sız büyü yapmak

121- Muska yazmak, taşımak

122- Kuran’ı üfürük kitabı gibi kullanmak

123- Islık çalmanın şeytan işi olması

124- Tahtaya vurmaktan, nazar boncuğundan hayır beklemek

125- Falcıları, cincileri dindar hoca sanmak

126- Kurşun dökmek veya merdiven altından geçmemek

127- Kara kediyi, kara köpeği uğursuz saymak,

128- Çamaşırı belli günlerde yıkamanın, cinsel ilişkiye belli günlerde girmenin gerekliliğini iddia etmek

129- Mevlit

130- Ölünün 7., 40., 52. günlerinde törenler yapmak

131- Kabir azabı ile ilgili hikayeler, kabir azabının kendisi

132- Sırat köprüsünün kıldan ince olduğu, kesilen kurban üzerinde sıratın geçileceği izahları

133- Üzerine idrar sıçratanın en çok kabir azabı çekecek kişi olması

134- Ölünün yerine oruç tutmak

135- Ölünün yerine Hacca gitmek veya birisini göndermek

136- Ölünün arkasından ağlayınca ölüye azap olması

137- Kıyametin saati hakkında açıklamalar (bu madde hakkında bu listeyi hazırlayandan farklı düşünüyorum)

138- Mehdi’nin gelmesi

139- Mehdi’nin Kufe’de, Şam’da veya istanbul’da çıkacağı iddiaları

140- Mehdi’nin Deccal’i öldürmesi

141- Deccal’in gelmesi

142- Deccal’in ölüleri diriltmesi

143- Dabbenin fil kulaklı, hınzır gözlü, öküz başlı olduğu

144- Dabbenin Hz. Süleyman’ın asası, Hz. Musa’nın mührüyle gelmesi

145- Hz. isa’nın yeniden yeryüzüne geleceği

146- Hz. isa’nın Mehdi ile buluşması

147- Yecuc ve Mecuc’un Türkler olması

148- Yecuc ve Mecuc’un yerin altında bir karışlık adamlar olması

149- Yecuc ve Mecuc’un kulaklarını yatak ve yorgan yapmaları

150- Evrenin sonunda Güneş’in batıdan doğacağı

151- Önünden birinin geçmesiyle namazın bozulacağı

152- Namazda el bağlama şeklini, ayakların kaç santim aralıklarla duracağını belirlemek

153- Orucu kasten bozanın iki ay kesintisiz oruç tutması gerektiği

154- Haccı birkaç güne sıkıştırıp insanları perişan etmek

155- Kurban bayramında kurban kesmek mecburiyeti

156- Belli haramların Hacdan sonra başladığı veya haramlık derecesinin arttığı düşüncesi

157- Zemzem suyunda, okunmuş şeker, tuz gibi maddelerde sevap aramak

158- Zekatın ancak para elde bir sene durursa farz olduğu iddiası

159- Abdesti kanın bozduğu iddiası

160- Abdestin sırasını farzlaştırma

161- Abdestte ve boy abdestinde ağız burun çalkalamayı farzlaştırma

162- Namazda gülmenin abdesti bozduğu

163- Boy abdestinde önce sağ, sonra sol tarafa üçer defa su dökmek gibi teferruatlarda sevap aramak

164- Abdestin namaz dışında Kuran okumak için de mecbur tutulması

165- Boy abdestsiz atılan her adımın günah olması

166- Diş dolgusu olanların abdest veya boy abdestinin geçersiz olması

167- Dövmesi olanların abdestinin ve boy abdestinin geçersiz olması

168- Deprem ve selde ölenlerin şehit olması

169- Karın ağrısından ölenlerin şehit olması

170- Dünya’nın öküz ve balık üstünde olduğu

171- Depremin bu balığın sallanması sonucu olduğu

172- Güneş’in batışının, Güneş’in secde etmek için kaybolması olarak açıklanması

173- Güneş batarken namaz kılmamak gerektiği

174- Boğa, aslan, kartal suretinde meleklerin var olduğu iddiası

175- Cebrail’in 600 kanadına ilişkin açıklamalar

176- Allah’ın cennette baldırını açması

177- Allah’ın Peygamber’in sırtına dokunması

178- Allah’ın özel günlerde yeryüzüne inip, insanlarla tokalaşması

179- Peygamber’in Allah’la pazarlığı sonucu namazı elli vakitten beş vakite indiği

180- Halifelik müessesesi

181- Arap dilini cennet dili, harflerini cennet harfi diyerek kutsallaştırmak

182- Arap ırkını üstün görmek

183- Her asırda bir müceddid geleceği iddiası

184- Evreni yöneten kutupların, gavsların varlığı

185- Tarikat şeyhleri gibi kimselere özel şefaat kontenjanları ayrıldığı iddiası

186- Darül harp iddiasıyla kendi dışındakilere şiddeti meşrulaştırmak

187- Darül harp iddiasıyla kendi dışındakileri soymak, haklarını çiğnemek

188- Namaz kılmayanı öldürmek veya dövmek

189- Orucu zorla tutturma, tutmayanı dövme

190- Makyajlı veya açık kadınları dövmek

191- Araba kullanan kadınları engellemek

192- Müslümanlığı bırakanları (mürtedleri) öldürmek

193- Savaş açmamış olsa da Müslüman olmayan milletlere savaş açmak

194- Farklı mezhepten olduğu iddiasıyla Müslümanların kanını malını helal saymak

195- Sırf ganimet için fetihlere kalkışmak

196- islam’a hakareti öldürme sebebi görmek

197- Berberlere sakal kesme yasağı getirmek

198- içki içenleri dövmek

199- Baskıyla dini yaymak

200- Baskıyla dini yaşatmak

alıntı:http://www.kurandakidin.c...-dine-ilavelerin-listesi/

ömer hayyam

1.
Ey özünün sırlarına akıl ermeyen;
Suçumuza, duamıza önem vermeyen;
Günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık;
Umudumu rahmetine bağlamışım ben
2.
Büyükse de isyanım, kötülüklerim,
Yüce Tanrı' dan umut kesmiş değilim;
Bugün sarhoş ve harap ölsem de yarın
Rahmete kavuşur elbet kemiklerim.
3.
Tanrım bir geçim kapısı açıver bana;
Kimseye minnetsiz yaşamak yeter bana;
Şarap içir, öyle kendimden geçir ki beni
Haberim olmasın gelen dertten başıma.
4.
Rahmetin var, günah işlemekten korkmam;
Azığım senden, yolda çaresiz kalmam;
Mahşerde lutfunla ak pak olursa yüzüm
Defterim kara yazılmış olsun, aldırmam.
5.
Derde gama yatkın yüreğime acı;
Bu tutsak cana, garip gönlüme acı;
Bağışla meyhaneye giden ayağımı,
Kızıl kadehi tutan elime acı.
6.
Akıl bu kadehi övdükçe över;
Alnından sevgiyle öptükçe öper;
Zaman Usta' ysa bu canım nesneyi
Hem yapar hem kırıp bin parça eder.
7.
Ey zaman, bilmez misin ettiğin kötülükleri?
Sana düşer azapların, tövbelerin beteri.
Alçakları besler, yoksulları ezer durursun:
Ya bunak bir ihtiyarsın, ya da eşeğin biri.
8.
Her sabah yeni bir gün doğarken,
Bir gün de eksilir ömürden;
Her şafak bir hırsız gibidir
Elinde bir fenerle gelen.
9.
Dünya dediğin bir bakışımızdır bizim;
Ceyhun nehri kanlı göz yaşımızdır bizim;
Cehennem, boşuna dert çektiğimiz günler,
Cennetse gün ettiğimiz günlerdir bizim.
10.
Yaşamanın sırlarını bileydin
Ölümün sırlarını da çözerdin;
Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok:
Yarın, akılsız, neyi bileceksin?
11.
için temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tespih, post, seccade güzel;
Ama Tanrı kanar mı bunlara?
12.
Var mı dünyada günah işlemeyen söyle:
Yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle;
Bana kötü deyip kötülük edeceksen,
Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.
13.
Felek ne cömert ne aşağılık insanlara!
Han hamam, dolap değirmen, hep onlara.
Kendini satmıyan adama ekmek yok:
Sen gel de yuf çekme böylesi dünyaya!
14.
Bilgenin yüreğinde her dilek,
Anka kuşu gibi gizli gerek.
Damla nasıl inci olur denizde:
Sedefler içinde gizlenerek.
15.
Ovada her kızıl lalenin teni
Bir padişahın kanıyla beslendi.
Yerden biten şu mor menekşe yok mu?
Bir güzelin yanağındaki bendi.
16.
Mal mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler,
Bin bir derde düşer, canlarından bezerler.
Öyleyken, ne tuhaftır, yine de övünür,
Onlar gibi olmıyana adam demezler.
17.
Gül verme istersen, diken yeter bize.
Işık da vermezsen, ateş yeter bize .
Hırka, tekke, post most olasa da olur,
Kilise çanları bile yeter bize.
18.
Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacağımı da yazmışın önceden.
Demek günah işleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet cehennem?
19.
insan bastığı toprağı hor görmemeli:
Kim bilir hangi güzeldir, hangi sevgili.
Duvara koyduğun kerpiç yok mu, kerpiç?
Ya bir Şah kafasıdır, ya bir vezir eli!
20.
Hak er geç cimrilerin hakkından gelir;
Cehennem ateşleri onlar içindir.
Ne der, dili inciler saçan Muhammet:
Cömert gavur cimri müslümandan yeğdir.
21.
Varlığın sırları saklı, benden;
Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben.
Bizimki perde arkasında dedi-kodu:
Bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben.
22.
Bir geldi mi derin ölüm uykusu,
Biter bu dünyanın dedi-kodusu.
Ölenden bir haber bekler insanlar:
Ne söylesin? Bilmez ki ne olduğunu!
23.
Yel eser, umutlar savrulur gider;
Sensiz, bensiz kalır bağlar bahçeler;
Altın gümüş nen varsa harcamaya bak!
Ölür gidersin, düşmanın gelir yer.
24.
Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
iki başımız var, bir tek bedenimiz.
Ne kadar dönersem döneyim çevrende:
Er geç baş başa verecek değil miyiz?
25.
Dünyada akla değer veren yok madam, Aklı
az olanın parası çok madem,
Getir şu şarabı, alsın aklımızı:
Belki böyle beğenir bizi el alem!
26.
Ferman sende, ama güzel yaşamak bizde:
Senden ayığız bu sarhoş halimizde.
Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı:
insaf be sultanım, kötülük hangimizde?
27.
Bu dünyadan başka bir dünya yok, arama;
Senden benden başka düşünen yok, arama!
Vaz geç ötelerden, yorma kendini:
O var sandığın şey yok mu, o yok arama!
28.
Şu serviyle süsen neden dillere destan?
Neden hep onlara benzetilir hür insan?
Birinin on dili var, boşboğazlık etmez,
Ötekinin yüz eli var el açmaz, ondan!
29.
Benim halimden haber sorarsan,
Bir çift sözüm var sana, yürekten:
Sevginle gireceğim toprağa,
Sevginle çıkacağım topraktan.
30.
Şu dünyada üç beş günlük ömrün var,
Nedir bu dükkanlar, bu konaklar?
Ev mi dayanır, bu sel yatağına?
Bu rüzgarlı yerde mum mu yanar?
31.
Dün geldi: Nedir aradığın? dedi bana:
Bensem, ne bakarsın o yana bu yana?
Kendine gel de düşün, içine iyi bak:
Ben senim, sen ben; aranıp durma boşuna!
32.
Sabah doldu göklere mavi mavi;
Doldur, ışık döker gibi, kaseyi!
Acı olmasına acıdır şarap:
Ama gerçek acıdır demezler mi?
33.
Adam olduysan hesap ver kendine:
Getirdiğin ne? Götüreceğin ne?
Şarap içersem ölürüm diyorsun:
içsen de öleceksin, içmesen de!
34.
Camiye gittim, ama Allah bilir niye:
Ne namaz kılmaya, ne dua etmeye.
Eskiden bir kilim aşırmıştım camiden:
O eskidi gittim yenisini yürütmeye.
35.
Kimi dinde imanda buldu yolu
Kimi akıl, bilim yolunu tuttu.
Derken ses geldi karanlıklardan:
Gafiller! Doğru yol ne odur, ne bu!
36.
Her gece aklım dalar gider engine.
Ağlarım, inciler dolar eteğime.
Sevdalıyım, şarap dayanmıyor bana:
Kafam baş aşağı çevrik bir tas mı ne!
37.
Dünya ne verdi sana? Hep dert, hep dert!
Güzel canın da bir gün elbet.
Toprağında yeşillikler bitmeden
Uzan yeşilliğe, gününü gün et.
38.
Şarap sen benim günüm güneşimsin!
Öyle bir dolsun ki seninle içim.
Bir bildik görünce beni sokakta:
Ne o şarap nereye böyle? desin.
39.
Ben ne camiye yararım, ne hayvana!
Bir başka hamur benimki, başka maya.
Yoksul gavur, çirkin orospu gibiyim:
Ne din umrumda, ne cennet, ne dünya!
40.
Bir kuş gördüm yüce Tus kalesinde,
Keykavus'un kafa tası pençesinde.
Sorup duruyor kafaya: Hani? Nerde?
41.
Şu testi de benim gibi biriydi;
O da bir güzele vurgun, dertliydi.
Kim bilir, belki boynundaki kulp da
Bir sevgilinin bem beyaz eliydi.
42.
inciyi isteyen dalgıç olacak;
Varı yoğu dosta verip dalacak.
Canı avucunda, nefesi göğsünde:
Ayağı baş olacak, başı ayak
43.
Girme şu alçakların hizmetine:
Konma sinek gibi pislik üstüne.
iki günde bir somun ye, ne olur!
Yüreğinin kanını iç de boyun eğme.
44.
Bir taş bulamazsın ki Doğu ovalarında
Küfretmesin bana da, benim zamanıma da
Yüz adım yürü bak, bir dertli insan görürsün:
Bunalmış, otura kalmış yolun kenarında.
45.
Güneş attı göğe sabah kemendini:
Aydınlık padişahı atına bindi.
için! için! diye bağırdı dört yana
Canım sabah şarabının müezzini.
46.
Bu kadeh bir bedendir, cana gebe!
Bir yasemindir, erguvana gebe!
Hayır; yanlış; ne odur şarap ne bu:
Bir sudur, bir su ki yangına gebe!
47.
Gökte bir öküz varmış, adı Pervin;
Bir öküz de altındaymış yerin.
Sen asıl iki öküz arasında
Tepişmesine bak şu eşeklerin!
48.
Ne bilginler geldi, neler buldular!
Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar.
Hangisi yarıp geçti bu karanlığı?
Birer masal söyleyip uyuya kaldılar.
49.
Bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!
Bir ışık daha var, ışıklardan başka.
Hiç bir yaptığınla yetinme, geç öteye:
Bir şey daha var bütün yapıtlardan başka.
50.
Bir damla şarap ver Çin senin olsun;
Bir yudumu bütün dinlerden üstün.
Söyle, ne var dünyada şaraptan hoş?
O acıya tatlılar feda olsun.
51.
Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz:
Kuklacı Felek usta, kuklalar da biz.
Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer ikişer;
Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz.
52.
Dünya üç beş bilgisizin elinde;
Onlarca her bilgi kendilerinde.
Üzülme; eşek eşeği beğenir:
Hayır var sana kötü demelerinde.
53.
Dedim: artık bilgiden yana eksiğim yok;
Şu dünyanın sırrına ermişim az çok.
Derken aklım geldi başıma, bir de baktım:
Ömrüm gelip geçmiş, hiç bir şey bildiğim
yok.
54.
Cennette huriler varmış, kara gözlü;
içkinin de ordaymış en güzeli.
Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz:
Bak, bir yanda şarap, bir yanda sevgili.
55.
Sen sofusun, hep dinden dem vurursun;
Bana da sapık, dinsiz der durursun.
Peki, ben ne görünüyorsam oyum:
Ya sen? Ne görünüyorsan o musun?
56.
Varlık yokluk derdini aklından sil;
Bırak öteleri de kendini bil.
Doldur şarabı, geniş bir nefes al:
Kaç nefes alacağın belli değil.
57.
Bir elde kadeh, bir elde Kuran;
Bir helaldir işimiz, bir haram.
Şu yarım yamalak dünyada
Ne tam kafiriz, ne tam müslüman!
58.
Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar boştur
boş!
Bırak onu bunu da gönlünü tut hoş!
Şu durmadan kurulup dağılan evrende
Bir nefestir alacağın, o da boştur boş!
59.
Leyla isteyen kişi Mecnun olmalı;
Kendinden de, dünyasından da geçmeli.
Sevenlerin sofrasına çağrılınca
Ben körüm, ben dilsizim demeli.
60.
Öldürmek de, yaşatmak da senin işin;
Bu dünyayı gönlünce düzenleyen sensin.
Ben kötüyüm diyelim, kimde kabahat?
Beni böyle yaratan sen değil misin?
61.
Ben kadehten çekmem artık elimi;
Tutmam senin senin kitabını, minberini.
Sen kuru bir sofrasın, ben yaş bir sapık:
Cehennemde sen mi iyi yanarsın, ben mi?
62.
Eşi dostu verdik birer birer toprağa;
Kiminden bir taş bile kalmadı ortada.
Sen, yorgun katır, hala bu kalleş çöldesin:
Sırtında bunca yük, yürü bakalım hala.
63.
Gözüm, kör değilsen, bunca mezarı gör;
Dünyayı saran yalan dolanları gör;
Kırallar, padişahlar çürüyüp gitmiş:
Ela gözlerine kurt dolanları gör!
64.
Felek doğruyu eğriyi tartaydı,
Her işine güzel demek kolaydı.
Böyle özü doğruluk olaydı?
65.
Duman değil mi dünya mutfağında payın?
Öyleyse ha olmuşsun ha olmamışsın.
Senin zorunsa sermayeden yememek:
Bekle, bekle de başkası yesin yarın.
66.
Bayram geldi; işimiz iştir bu aralık;
Horoz kanı gibi şarap bollaşır artık.
Gel gelelim eşekler de boş gezer şimdi:
Oruç gemi ağızlarından çıkar, yazık!
67.
Hep arar dururdum, dünyaya geleli,
Alın yazısı, cenneti, cehennemi.
Hocam kesti attı, sağlam bilgisiyle:
Alın yazısı, cennet cehennem sende, dedi.
68.
Yarım somunun var mı? Bir ufak da evin?
Kimselerin kulu kölesi değil misin?
Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya?
Keyfine bak: en hoş dünyası olan sensin
69.
Bahar geldi; başka şey istemem kafamda;
Hele akla hiç yer vermem bahar soframda;
Şarap, seninleyim bu mevsim, koru beni:
Söğüt ağacı, sen de ser gölgeni altıma.
70.
Tanrı, cennette şarap içeceksin, der;
Aynı tanrı nasıl şarabı haram eder?
Hamza bir Arab' ın devesini öldürmüş:
Şarabı yalnız ona haram etmiş peygamber.
71.
Nerde yüreği tertemiz uyanık insan?
Nerde güzel düşünceler ardında koşan?
Herkes kendi kafasının kulu kölesi:
Hangi Tanrının kulu, nerde o kahraman?
72.
Kim için bu yerler gökler? Bizim için.
Biz görüş cevheriyiz akıl gözünün
Evren bir yüzük gibiyse çepeçevre
insan, taşında bir nakış o yüzüğün.
73.
Yüce varlık bize bir beden verince
Sevmesini öğretti her şeyden önce
Sonra şu delik deşik yüreğimize
Mana incileri sakladı binlerce.
74.
Niceleri geldi, neler istediler;
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler;
Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler.
75.
Vakit geldi, dünya yeşiller giyecek;
Ağaçlara Musa'nın eli değecek,
Kuru tohumlara isa'nın nefesi;
Gözler açıp buluta çevrilecek.
76.
Gerçek eren içinde kir tutmayandır;
Varlığını korkusuzca hiçe sayandır;
Bu topraklar üstünde en temiz kişi
Sağlığında toprak kesilmiş olandır.
77.
Ey can, sana aklı niçin vermiş veren?
Kendini bil, yolunu bul yitip gitmeden.
Baykuş gibi ne gezersin viranelikte,
Yerin akdoğan gibi sultanın emrindeyken?
78.
Onlar ki kurtulamaz ikiyüzlülükten
Canı ayırmaya kalkarlar bedenden;
Horoz gibi tepemde testere olsa
Aklımın kafasını keser atarım ben.
79.
Bir yanarım Tanrı özlemiyle Musa gibi;
Bir ölürüm murada ermeden Yahya gibi;
Yarı gökte kalırım hep bir iğne yüzünden
Hep bir başka derdin terzisiyim isa gibi
80.
Dert çekme boşuna, hep gül de yaşa;
Zulüm yolunda hakkı bul da yaşa;
Sonu yokluk madem bu dünyamızın
Yok bil kendini, özgür ol da yaşa.
81.
Ramazan ayı bu yıl da geldi yine;
Vurdu bukağıyı aklın bileğine;
Tanrım bu halka bir gaflet ver de bari
Ramazanı Şevval sansınlar bu sene.
82.
Ey doğru yolun yolcusu, çaresiz kalma;
Çıkma kendinden dışarı, serseri olma;
Kendi içine sefer et erenler gibi:
Sen görenlerdensin, dünya seyrine dalma.
83.
Duru sudan daha temizdir benim sevgim;
Sevgiyle bu oynayış da hakkımdır benim;
Halden hale girer başkalarında sevgi:
Neyse hep odur benim sevgim ve sevgilim.
84.
Dünya padişahın, kayserin, hakanın olsun;
Cehennem kötünün, cennet iyinin olsun;
Tesbih meleklerin olsun, temizlik Rızvan' ın:
Sevgili bizim olsun, canı canımız olsun.
85.
Ey güzel, sen ki bana derdi derman edensin;
Şimdi: Çekil önümden, diye ferman edersin;
Senin yüzün canımın kıblesi olmuş bir kez;
Ne yapsın, kıble mi değiştirsin bu can dersin?
86.
Şarap iç adın silinip gitmeden dünyadan;
Şarap kasveti, karanlığı giderir candan;
Güzellerin saçını çözüp dağıtmaya bak
Neylesin, netsin bu can, kıble mi değiştirsin?
87.
Bizim şarap içmemiz ne keyfimizden,
Ne dine, edebe aykırı gitmemizden;
Bir an geçmek istiyoruz kendimizden:
içip içip sarhoş olmamız bu yüzden.
88.
Biliyorum varlığın, yokluğun dış yüzünü;
Yükselmenin de alçalmanın da içyüzünü;
Ne çıkar öte yanını da bilsem feleğin:
Bezmişim bilgiden, atmışım her türlüsünü
89.
Baharlar yazlar gider, kara kış gelir;
Varlığın yaprakları dürülür bir bir;
Şarap iç, gam yeme; bak ne demiş bilge:
Dünya dertleri zehir, şarap panzehir.
90.
Gülün yüzünde çiy tanesi nevruzun ne hoş;
Yeşillikte canı aydınlatan yüzün ne hoş;
Geçmiş gitmiş gün üstüne ne söylesen boş:
Bırak dünü, hoş et gönlünü, bak bugün ne hoş
91.
Bilgisizliğimi sundum durdum aleme;
Bir yoksulluk karanlığı çöktü gönlüme;
Utandım günahımdam, müslümanlığımdan:
Bundan böyle zünnar takacağım belime.
92.
Bir su, bir damla suymuşuz, bele düşmüşüz;
Şehvet ateşiyle dışarı savrulmuşuz;
Yarın yel savuracak toprağımızı:
içelim, hoş geçsin üç nefeslik ömrümüz.
93.
Bahtımın kökü yeşerip dal budak da verse
Eğretidir bu ömür diye giydiğin elbise;
Mıhlar gevşek bir gölgeliktir beden çadır,
Pek dayanma sakın ne kadar sağlam da
görünse.
94.
Ben de geçtim gittim bu zulüm yurdundan,
Elimde yelden başka bir şey kalmadan;
Ama var mı, ölümüme sevinip de
Ecelin şaşmaz tuzağından kurtulan?
95.
Orucumu yiyorsam ramazanda
Mübarek aydan habersizim sanma:
Çileden gece oluyor da gündüzüm
Sahura kalıkıyorum gün ortasında.
96.
Yılan gibi taşa girsen de, Saki,
Sızar ecelin suyu bulur seni;
Bu dünya toprak, Saki, türkü söyle;
Bu soluk bir yel, şarap ver, Saki.
97.
Gönül Bijen' i kuyu gibi gam zindanında;
Akıl Sührab'ı ölmüş derdinin sayvanında;
Dünya Siyavuş'unun öcünü almak için
Gam, Rüstem'in Turan gibi gönlünü talanda.
98.
Ey yanağı ağustos gülünü bastıran;
Ey yüzü Çin güzellerini kıskandıran;
Bakışı Babilşahını büyüde yenip
Elinde at, fil, ruh, ferz, baydak bırakmayan.
99.
Elimde olsa dünyayı küçümserdim;
iyisine de kötüsüne de yuf çekerdim;
Daha doğrusu bu aşağılık yere
Ne gelirdim, ne yaşardım, ne ölürdüm.
100.
Şarap iç, bire birdir derde tasaya;
Ne bu dünya kalır, ne öteki dünya.
Ne serin ateştir o, ne can dolu su:
Çabuk ol, bulup içemezsin mezarda.
101.
Felek, delik deşik ediyorsun yüreğimi;
Yırtıyorsun ikide bir sevinç gömleğimi,
Esen yelleri ateş ediyorsun bana;
Çamura çeviriyorsun içeceğimi.
102.
Haram, acı, kötü derler canım şaraba:
Oysa ne hoş şey, hele bir güzel sunarsa;
için bakın; hem doğrusunu isterseniz,
Haram dedikleri her şey hoş galiba!
103.
Dedim ben artık kızıl şarabı içmem;
Üzümün kanıymış bu, ben kan dökmek
istemem.
Gün görmüş aklım şaşırdı: Sahi mi? dedi;
Yok canım, şaka, ben nasıl içmem!
104.
Sen bu dünyanın sırlarına eremezsin;
Erenlerin dilini de söktüremezsin;
iyisi mi iç şarabı, cennet et bu dünyayı:
Öbür cennete ya girer, ya giremezsin.
105.
Bulut geldi; lalede bir renk bir renk!
Şimdi kızıl şarap içmemiz gerek.
Şu seyrettiğin serin yeşillikler
Yarın senin toprağında bitecek.
106.
iki batman şarap, bir buğday ekmeği;
Bir koyun budu, bir de ay yüzlü sevgili;
Daha ne istenir bilmem şu dünyada:
Padişah daha iyisini bulabilir mi?
107.
Dünyaları değişmem kızıl şaraba;
Ay da ondan sönük; çoban yıldızı da.
Şarap satanların aklına şaşarım:
Ondan iyi ne var alınacak dünyada?
108.
insan son nefese hazır gerekmiş:
Nasıl ölürse öyle dirilecekmiş.
Biz her an şarap ve sevgiliyleyiz:
Böylece dirilirsek işimiz iş.
109.
Biz de çocuktuk, bir şeyler öğrendik;
Bildiklerimizle övündük, eğlendik.
Şu oldu, bu oldu da ne oldu sonra?
Bir bulut gibi geldik, yel gibi geçtik.
110.
Hayyam bilgelik çadırları dokudu;
Sonra dert potasında yandı kül oldu.
Bir pula satıldı kader çarşısında,
Ölüm celladı geldi, boynunu vurdu.
112.
Dostum, gel yarına kanmayalım biz;
Günümüzü gün edelim ikimiz.
Yarın çekip gettik mi şu konaktan
Yedi bin yıl önce gidenlerleyiz.
113.
Ömrümüzden bir gün daha geldi geçti;
Derede akan su, ovada esen yel gibi.
iki gün var ki dünyada, bence ha var ha yok:
Daha gelmemiş gün bir, geçmiş gün iki.
114.
Tanrı, her an sevdiğinin kapısında ol;
Bu dünyadan o dünyadan bana ne!
Gönlüm ter gibi çıkıp bedenimden
Karıştı varlığın denizlerine.
115.
Gönül, her an sevdiğinin kapısında ol;
Her istediğini onda ara, onda bul.
Aşk tavlasında hileye kaçma kalleşçe:
Koy canını ortaya, soyulursan soyul.
116.
Sarhoş oldum mu aklım azalır;
Ayıldım mı sevincim dağılır.
Ne sarhoş, ne ayık bir hal var ya?
En güzeli öyle yaşamaktır.
117.
Sevgili, sırlarına eren gönül nerde?
Sözlerinin tekini duyan kulak nerde?
Gece gündüz serilirsin de karşımıza:
Yüzünü bir kez gören mutlu göz nerde?
118.
Dert içinde sevinci bul da yaşa;
Haksız düzende haklı ol da yaşa;
Sonu nasıl olsa yokluk dünyanın,
Varından yoğundan kurtul da yaşa.
119.
Açılmaz kapıları açmanız mı gerek?
Dünyada insanca yaşamanız mı gerek?
Bırak öyleyse iki dünyayı birden:
Ey ölü canlılar, canlar uyanık gerek!
120.
Dün özledim de seni coştum birden bire;
Çıktım senin yerin dedikleri göklere.
Bir ses yükseldi ta yukarıda, yıldızlardan:
Gafil, dedi; bizde sandığın Tanrı sende!
121.
Bir testici gördüm, çamur içindeydi:
Ayağı çarkında, elinde bir testi;
Testinin başında bir yoksulun ayağı
Kulpunda bir padişahın kellesi.
122.
Bir testi aldım çarşıdan ucuza;
Gizli gizli neler anlattı bana;
Bir şahdım, dedi; altın kupam vardı;
Şimdi neyim? Testi oldum şaraba.
123.
Bilmem, ne sayar durursun bir, iki;
Ha bir olmuş, ha yüz bin fark etmez ki
Çal sazını, sonun bir avuç toprak,
Şarap ver, bir esip gitmedir bizimki.
124.
Kambur Felek, sen ne konaklar yıka geldin;
Kin beslersin bize, zulüm eski adetin.
Şu kara toprağın göğsünü bir yarsalar,
Ne inciler yatar içinde bilir misin?
125.
Yoksul, dertli gönlüm arar sevgilisini;
Aklı gelmez başına, yer kendi kendini.
Bana sevgi şarabını sundukları gün
Kana boyamışlar varlık kadehimi.
126.
Ha Belh' te ölmüşsün, ha Bağdat' ta hepsi
bir;
Kadeh doldu mu, acı da olsa içilir.
Keyfine bak; çok aylar doğmuş batmış
sensiz;
Sensiz daha çok ayların ondördü gelir.
127.
Gönlümün dilediği gül yüzüne bakmak;
Elimin özlediği kadehi kavramak.
Her zerrem nasibini almalı dünyadan
Yarın güle kavuşturmadan beni toprak.
128.
Behram' ın şarap içtiği orman köşkünde
Bir tilki yavrulamış, bir ceylan keyfinde.
Ömrünce yaban eşeği avlamış Behram:
Mezar da Behram' ı avlamış günün birinde.
129.
Ben bıyıkları süpürge etmişim meyhanede:
Hayırmış, şermiş bırakmışım ikisini de.
iki dünyayı karpuz gibi önüme koysalar
Ne birine metelik veririm, ne ötekine.
130.
Padişah ol, yokluk halkasına gir de;
Yıkan, kirin pasın kalmasın gönülde.
Meyhaneye ermeğe gelince biri
Kendini bil de ne yaparsan yap de.
131.
Toprakla karışıp bulanmamış bir can
Sana konuk geldi bir temiz dünyadan.
Otur, bir kadeh şarap iç kendisiyle,
Sana iyi geceler deyip kaçmadan.
132.
Ne yazık, pişmiş ekmek çiğlerin elinde;
Ne yazık, çeşmeler cimrilerin elinde.
O canım Türk güzeli kömür gözleriyle,
Çaylakların, uğruların, eğrilerin elinde.
133.
Dünyaya geldiler, coşup taştılar;
Güldüler, eğlendiler, anlaştılar;
Bir kadehte sızıverdiler bir gün
Ölüm uykusunda kucaklaştılar.
134.
Bilir misin, yüceler yücesi Tanrı,
Şarap ne zaman çoşturur içenleri?
Pazar, pazartesi, salı, çarşamba, perşembe,
bir de cuma, cumartesi günleri.
135.
Yaşamak elindeyken bugüne bugün,
Ne diye bırakır, yarını düşünürsün?
Geçmiş, gelecek, kuru sevda bütün bunlar;
Kadrini bilmeğe bak avucundaki ömrün.
136.
Toprak olup gitmişlere sorarsan
Ha gavur olmuşsun ha müslüman.
Kimler bu dünyada eğlenmemişse
Ötekinde yalnız onlar pişman.
137.
Ey garip kuş! Bu yıldızlar darı sana;
Elest günü canı sen verdin insana.
Dünyayı gören büyülü bir kadeh varmış:
O kadeh sende, başka yerde arama.
138.
Bu zamanda az dostun olsun, daha iyi.
Herkesle uzaktan hoş beş edip geçmeli.
Can gözünü açınca görüyor ki insan
En büyük düşmanıymış en çok güvendiği.
139.
Feleği döndürebilir misin muradınca?
Ne çıkar gök yedi kat değil sekiz katsa?
Er geç toprağa karışıp gidecek gövdeni
Ha ovada kurt yemiş, ha mezarda karınca.
140.
Bak, gül yeşiller, sevinçler içinde;
Arar bulamazsın gelecek perşembe.
iç şarabını, gül kokla, yeşil topla:
Toprak oluvermeden gül de yeşil de.
141.
insan çeker çeker de sonra hür olur;
inci sedef zindanlarda yuğrulur.
Paran pulun yoksa bugün, sağlık olsun:
Bugün boş duran kadeh yarın doludur.
142.
Gençlik bir kitaptı, okuduk bitti;
Canım bahar geçti çoktan, kış şimdi.
Hani sevincin, o cıvıl cıvıl kuş?
Nasıl, ne zaman geldi, nasıl gitti?
143.
Her gün biri çıkar, başlar ben, ben demeğe,
Altınları gümüşleriyle övünmeğe.
Tam işleri dilediği düzene girer:
Ecel çıkıverir pusudan: Benim ben, diye.
144.
Can verinceyedek bu çorak yerde
Dertten başka ne geçer ki eline?
Ne mutlu çabuk gidene dünyadan;
Hele bu dünyaya hiç gelmeyene!
145.
Yerleri yapmış, gökleri kurmuşsun ama,
Sensin bunca gönülleri yakıp yıkan da.
Ne kızıl dudakları, ne altın saçları
Almışın süprüntüler gibi kara toprağa.
146.
Dostum, olan olmuş, vahlanma boşuna;
Dünyayı kara zindan etme başına.
Yaşamana bak, elinden tek gelen bu:
Olacakları danışan var mı sana?
147.
Sevgilim, ömrü derdim gibi bitmeyesi,
Bu sabah bütün cömertliği üstündeydi.
Bir göz atıverdi bana geçip giderken:
iyilik et denize at mı demek istedi?
148.
Gül de şarab da bilene güzel gelir;
Sarhoş olmayan için sarhoşluk nedir?
Cebi boş gönlü dolu olmayan kişi
Her şeyden geçmenin tadını ne bilir?
149.
Yapma diyorsun; yapmamak elimde mi?
Sen al demişin; nasıl çekerim elimi?
Hem yap hem yapma demek seninki bana
insaf: Kadeh devrilir de dolu kalır mı?
150.
Bu dünya iki kapılı bir han,
Girdi mi dertlere düşer insan.
Tanınmadan yaşamak en iyisi:
Elinde olsa da hiç doğmasan.

askerlikte karşılaşılan iğrençlikler

şuraya kadar olan her yorumu okuyupta 2011 de yaşamak şaşırttı dogrusu,
2007 yılında sınırda asker iken koğuşlarımız 2 günde bir yıkanır,
temiz çarşaf takmayanlar adam edilir,
çamaşırhaneci çarşafları yıkamazsa hayatı kayar,
yemeklere gelince kışın 3 ay yediğimiz hindiyi saymazsak gayet hoştur.
hele ki koğuşcunuz mevsi mudafadan 3 kişiyi vuran devreniz ise yerler bal dök yala oluyor.
ayrıca sular kesildiğinde komutana gidip,
-komutanım bla bla bla izmir,
--söle ne var poke
-bla bla bla kesildi işte, yıkanmam gerek kendimi temiz hissetmiyorum,
-ne yapabiliriz ki,
--bi çarşı yazsanızda otelde gidip 1 saat yıkansam falan
-al defteri gel aslanım, senin gibi temiz askerlere ihtiyacımız var, der

akabinde ertesi günü içtimada herkes suların yoklugundan dert yanarken

-poke geldi çarşı istedi yıkanıcam dedi verdik, g*tler sizde isteyin sizede verelim, kanınızda yok kanınızda.